Turkish Vocabulary
Click on letter: GT-Google Translate; GD-Google Define; H-Collins; L-Longman; M-Macmillan; O-Oxford; © or C-Cambridge

GT GD C H L M O
a

GT GD C H L M O
abap = USER: ABAP, ABAP kullanılabilir, & ABAP,

GT GD C H L M O
about /əˈbaʊt/ = PREPOSITION: hakkında, ilgili, konusunda, dair, etrafında, üstünde, orada burada; ADVERB: yaklaşık, takriben, etrafına, hemen hemen, aşağı yukarı, aksi yöne; USER: hakkında, ilgili, yaklaşık, ile ilgili, konusunda, konusunda

GT GD C H L M O
academy /əˈkæd.ə.mi/ = NOUN: akademi, okul, yüksekokul; USER: akademi, akademisi, academy, akademisinde, akademinin

GT GD C H L M O
access /ˈæk.ses/ = NOUN: giriş, erişme, ulaşma, geçit, kullanım, yaklaşma, hastalık nöbeti; VERB: bağlamak; USER: giriş, erişme, erişmek, erişim, erişebilirsiniz

GT GD C H L M O
activities /ækˈtɪv.ɪ.ti/ = NOUN: faaliyetler, etkinlikler; USER: faaliyetler, etkinlikler, faaliyetleri, faaliyetlerini, faaliyetlerinin, faaliyetlerinin

GT GD C H L M O
advanced /ədˈvɑːnst/ = ADJECTIVE: gelişmiş, ileri, ilerlemiş, modern, öncü; USER: gelişmiş, ileri, Advanced, Detaylı, Ilerletilmis

GT GD C H L M O
after /ˈɑːf.tər/ = ADVERB: sonra, ardından, daha sonra, arkasından; PREPOSITION: sonra, ardından, peşinden, izleyen, arkasından, göre, -den sonra; ADJECTIVE: sonraki, izleyen, sonra gelen; CONJUNCTION: -dikten sonra; USER: sonra, sonrası, sonrasında, ardından

GT GD C H L M O
aimed /eɪm/ = VERB: hedeflemek, çalışmak, yöneltmek, nişan almak, kastetmek, niyet etmek, doğrultmak, fırlatmak; USER: yönelik, amaçlayan, amaçlı, hedefleyen, amaçlanmıştır

GT GD C H L M O
also /ˈɔːl.səʊ/ = ADVERB: da, de, ayrıca, hem de, hem, keza, dahi, üstelik; USER: da, ayrıca, de, aynı zamanda, zamanda, zamanda

GT GD C H L M O
amortized /əˈmɔː.taɪz/ = VERB: sönümlemek, amortize etmek, amortisman ayırmak, itfa etmek; USER: itfa, itfa edilmiş, iskonto edilmiş, amortismana tabi, itfa edilmiĢ

GT GD C H L M O
an

GT GD C H L M O
analytics /ˌanlˈitiks/ = NOUN: mantıksal analiz, mantıksal çözümleme; USER: analitik, analytics, analizi, analiz, analitiği

GT GD C H L M O
analyzes /ˈæn.əl.aɪz/ = VERB: analiz etmek, çözümlemek, incelemek, araştırmak, tahlil etmek; USER: analiz, analiz eder, analizleri, inceliyor, çözümler

GT GD C H L M O
and /ænd/ = CONJUNCTION: ve, ile, de; USER: ve, ile, ile

GT GD C H L M O
apart /əˈpɑːt/ = ADJECTIVE: ayrı; ADVERB: ayrı, ayrı olarak, uzağa, ayrı bir yere; USER: ayrı, Apart, dışında, birbirinden, yanı

GT GD C H L M O
application /ˌæp.lɪˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: uygulama, başvuru, kullanım, dilekçe, tatbik, başvuru formu, talep, başvurma, sürme, özen, dikkat; USER: uygulama, uygulaması, başvuru, uygulamanın, uygulamaya

GT GD C H L M O
approach /əˈprəʊtʃ/ = NOUN: yaklaşım, yaklaşma, girişim, yol, yanaşma, teşebbüs; VERB: yaklaşmak, yanaşmak, varmak, ulaşmak, ele almak, koyulmak; USER: yaklaşım, yaklaşımı, bir yaklaşım, yaklaşımın, yaklaşımla

GT GD C H L M O
areas /ˈeə.ri.ə/ = NOUN: alan, bölge, yüzölçümü, bodrum girişi, harekât bölgesi; USER: alanlar, alanları, alanlarda, alanlarında, yerlerde

GT GD C H L M O
as /əz/ = ADVERB: olarak, gibi, kadar, iken; PRONOUN: gibi; CONJUNCTION: olduğu gibi, ki, iken, rağmen, karşın, madem, mademki, -diği gibi, -irken; USER: olarak, gibi, kadar, yanı, şekilde, şekilde

GT GD C H L M O
assessing /əˈses/ = VERB: belirlemek, değer biçmek, değerini bilmek, para cezası vermek; USER: değerlendirilmesi, değerlendirmek, değerlendirme, değerlendirirken, değerlendirilmesinde

GT GD C H L M O
assessment /əˈses.mənt/ = NOUN: değerlendirme, vergi, vergilendirme, belirlenen değer; USER: değerlendirme, değerlendirmesi, değerlendirilmesi, Ölçme ve değerlendirme, değerlendirmesini

GT GD C H L M O
assistance /əˈsɪs.təns/ = NOUN: yardım, destek; USER: yardım, yardımı, destek, hizmetleri, asistanlığı

GT GD C H L M O
assisted /əˈsɪst/ = VERB: yardımcı olmak, desteklemek, yardım etmek, hazır bulunmak; USER: yardım, yardımcı, destekli, Asisti, yardımıyla

GT GD C H L M O
assisting /əˈsɪst/ = VERB: yardımcı olmak, desteklemek, yardım etmek, hazır bulunmak; USER: yardım, yardımcı, yardımcı olmak, yardım etmek

GT GD C H L M O
association /əˌsəʊ.siˈeɪ.ʃən/ = NOUN: dernek, ortaklık, işbirliği, birleşme, çağrıştırma, iştirak, arkadaşlık, akla getirme; USER: dernek, ilişki, derneği, birliği, ilişkisi, ilişkisi

GT GD C H L M O
at /ət/ = PREPOSITION: -de, -da, -ye, -ya, -e, -a; NOUN: savaşçı, asker, eyt; USER: de, az, at, okuyun, azından, azından

GT GD C H L M O
audit /ˈɔː.dɪt/ = NOUN: denetim, hesap denetimi, hesapların kontrolü, sistemli inceleme; VERB: denetlemek, incelemek, kontrol etmek; USER: denetim, denetimi, denetimin, denetleme, denetimimiz

GT GD C H L M O
auditors /ˈɔː.dɪt.ər/ = NOUN: denetçi, hesap kontrolörü, denetici, dinleyici öğrenci, dersi dışarıdan izleyen öğrenci; USER: denetçiler, denetçilerin, denetçi, denetim, denetçileri

GT GD C H L M O
automate /ˈɔː.tə.meɪt/ = VERB: otomatikleştirmek, makineleştirmek; USER: otomatikleştirmek, otomatik, otomatik hale, otomatikleştirebilirsiniz, otomatikleştirme

GT GD C H L M O
automating /ˈɔː.tə.meɪt/ = VERB: otomatikleştirmek, makineleştirmek; USER: otomatik, otomatikleştirerek, otomatikleştirme, otomatikleştirmek, otomatize

GT GD C H L M O
automation /ˈɔː.tə.meɪt/ = NOUN: otomasyon, özdevin; USER: otomasyon, otomasyonu, Automation, otomatikleştirme

GT GD C H L M O
automotive /ˌôtəˈmōtiv/ = ADJECTIVE: otomotiv, otomobil, arabalarla ilgili; USER: otomotiv, otomobil, automotive

GT GD C H L M O
background /ˈbæk.ɡraʊnd/ = NOUN: zemin, geçmiş, fon, arka plân, özgeçmiş, geçmiş deneyimler, sosyal çevre, geri plân; USER: geçmiş, fon, zemin, arka plan, arka

GT GD C H L M O
balance /ˈbæl.əns/ = VERB: dengelemek, dengelenmek, dengede tutmak, dengeli olmak; NOUN: denge, bakiye, bilanço, balans, terazi, kalan, denklik, uyum; USER: dengelemek, denge, dengesi, dengelemeye, dengesini

GT GD C H L M O
bank /bæŋk/ = NOUN: banka, sahil, kıyı, banko, set, küme, yığın, yokuş, tuş arası, uçağın bir yana yatması; VERB: parasal işlerini yapmak, para sürmek; USER: banka, Bankası, Bank, kulübesi, bankanın

GT GD C H L M O
banking /ˈbæŋ.kɪŋ/ = NOUN: bankacılık, banka işlemleri, dönerken yan yatma, viraj yüksekliği; ADJECTIVE: banka, işlem; USER: bankacılık, bankacılığı, banka

GT GD C H L M O
banks /bæŋk/ = NOUN: banka, sahil, kıyı, banko, set, küme, yığın, yokuş, tuş arası, uçağın bir yana yatması; VERB: parasal işlerini yapmak, para sürmek; USER: bankalar, bankaların, bankaları, banka, bankalarının

GT GD C H L M O
based /-beɪst/ = ADJECTIVE: merkezli, kurulmuş, bulunan, yerleşik, dayanmış, tesis edilmiş; USER: merkezli, göre, dayalı, esas, temel

GT GD C H L M O
benefits /ˈben.ɪ.fɪt/ = NOUN: fayda, yarar, kazanç, avantaj, menfaat, kâr, çıkar, hak, ayrıcalık, yardım parası, yardım toplama faaliyeti; VERB: yararlanmak, faydası olmak, yararı dokunmak, yaramak; USER: faydaları, yararları, faydalar, fayda, avantajları

GT GD C H L M O
better /ˈbet.ər/ = ADJECTIVE: daha iyi, daha güzel; ADVERB: daha iyi, daha iyi şekilde, iyisimi; VERB: iyileştirmek, daha iyi yapmak, geliştirmek, düzeltmek, geçmek; NOUN: daha iyisi, üstün kimse; USER: daha iyi, iyi, daha, daha iyi bir, iyi bir

GT GD C H L M O
bsc /ˌbiː.esˈsiː/ = USER: bsc, Berlin

GT GD C H L M O
built /ˌbɪltˈɪn/ = ADJECTIVE: yapılı, inşa etmiş tarihi; USER: yapılı, inşa, yerleşik, inşa edilmiş, dahili

GT GD C H L M O
business /ˈbɪz.nɪs/ = NOUN: iş, faaliyet, ticaret, işyeri, firma, ticarethane, mesele, alım satım, görev, konu; USER: iş, işletmeniz, Business, işletme, ticari

GT GD C H L M O
by /baɪ/ = PREPOSITION: tarafından, göre, ile, yoluyla, kadar, vasıtasıyla, yanında, kenarında, başında, yanından, yakınında, yakınından, yolundan; ADVERB: yakın, geçecek biçimde, geçişli biçimde, bir kenara; USER: tarafından, göre, ile, by, edenler tarafından

GT GD C H L M O
c /ˌsiː.plʌsˈplʌs/ = NOUN: yüz; USER: c,

GT GD C H L M O
calculating /ˈkalkyəˌlāt/ = ADJECTIVE: hesap-, kurnaz, egoist, çıkarcı, bencil, işini bilen; USER: hesaplama, hesaplanması, hesaplanırken, hesaplanmasında, hesaplamak

GT GD C H L M O
calculation /ˌkæl.kjʊˈleɪ.ʃən/ = NOUN: hesaplama, hesap, tahmin, düşünüp taşınma, hesap sonucu, öngörü, çıkar hesabı; USER: hesaplama, hesaplanması, hesaplanmasında, hesaplaması, hesabı

GT GD C H L M O
certification /ˈsɜː.tɪ.faɪ/ = NOUN: belgeleme, onay, onaylama, ruhsat; USER: belgeleme, onay, sertifikasyon, sertifika, belgelendirme

GT GD C H L M O
certified /ˈsɜː.tɪ.faɪd/ = ADJECTIVE: onaylı, tasdikli, taahhütlü, diploma, garanti edilmiş, belgeye bağlı, deliliği belgelenmiş; USER: onaylı, sertifikalı, fatura, certified, sertifikalı bir

GT GD C H L M O
claims /kleɪm/ = NOUN: iddia, talep, hak, dava, alacak, ısrar, istek; VERB: istemek, iddia etmek, talep etmek, sahip çıkmak, hak iddia etmek; USER: iddia, iddiaları, iddialar, iddialarını, talepleri

GT GD C H L M O
client /ˈklaɪ.ənt/ = NOUN: müşteri, müvekkil, hasta, alıcı, bağımlı ülke; USER: müşteri, istemci, istemcisi, istemcinin, müşterinin

GT GD C H L M O
clients /ˈklaɪ.ənt/ = NOUN: müşteri, müvekkil, hasta, alıcı, bağımlı ülke; USER: müşteri, müşteriler, müşterilerine, müşterileri, istemcileri

GT GD C H L M O
companies /ˈkʌm.pə.ni/ = NOUN: şirket, ortaklık, eşlik, arkadaşlık, bölük, misafir, topluluk, birlik, toplantı, tayfa; USER: şirketleri, şirketler, şirketlerin, şirket, şirketlerinin

GT GD C H L M O
company /ˈkʌm.pə.ni/ = NOUN: şirket, ortaklık, eşlik, arkadaşlık, bölük, misafir, topluluk, birlik, toplantı, tayfa; USER: şirket, şirketi, şirketin, firma, işletmenizi

GT GD C H L M O
completed /kəmˈpliːt/ = ADJECTIVE: tarihinde tamamlandı; USER: tamamlandı, tamamlanmış, tamamladı, tamamlanan, tamamlanmıştır

GT GD C H L M O
complex /ˈkɒm.pleks/ = ADJECTIVE: karmaşık, kompleks, karışık, komplike, bileşik; NOUN: kompleks, site, blok, bileşik şey, karışık şey; USER: karmaşık, kompleks, kompleksi, karmaşık bir, karmaşıktır

GT GD C H L M O
concluded /kənˈkluːd/ = VERB: sonuçlandırmak, bitirmek, sonuç çıkarmak, karara varmak, bitmek, sonuçlanmak, anlaşma yapmak; USER: sonucuna, sonucuna vardı, sonucuna varılmıştır, sonucuna varmıştır, karar

GT GD C H L M O
consultancy /kənˈsʌl.tən.si/ = USER: danışmanlık, danışmanlığı, müşavirlik, danışmanlık hizmeti, danışma

GT GD C H L M O
continuity /ˌkɒn.tɪˈnjuː.ɪ.ti/ = NOUN: süreklilik, devamlılık, senaryo, akıcılık, program metni, mantıksal bağ, kolay anlaşılan şey; USER: süreklilik, sürekliliği, sürekliliğini, devamlılığı, devamlılık

GT GD C H L M O
control /kənˈtrəʊl/ = NOUN: kontrol, denetim, hakimiyet, idare, güç, otorite, sorumluluk; VERB: denetlemek, kontrol etmek, hakim olmak, idare etmek, işletmek; USER: kontrol, kontrolü, denetlemek, kontrol etmek, kumanda

GT GD C H L M O
coordinated /kōˈôrdəˌnāt/ = VERB: koordine etmek, düzenlemek, uyum sağlamak; USER: koordine, koordineli, koordine edilen, koordinasyonunda, eşgüdümlü

GT GD C H L M O
coordinates /kōˈôrdənət/ = NOUN: koordinat, apsis, eşit şey; USER: koordine, koordinatları, koordine eder, koordinatlarını, koordine etmektedir

GT GD C H L M O
cost /kɒst/ = NOUN: maliyet, fiyat, masraf, zarar, paha; VERB: mal olmak, tutmak, neden olmak, etmek; USER: maliyet, mal, maliyeti, maliyetli, pahalı

GT GD C H L M O
covering /ˈkʌv.ər.ɪŋ/ = NOUN: kaplama, örtü, kapama, koruma, tabaka, kabuk, sığınak; ADJECTIVE: kaplayan, örten, üst; USER: kaplama, kapsayan, kaplayan, içeren, kapsayacak

GT GD C H L M O
created /kriˈeɪt/ = VERB: oluşturmak, yaratmak, yapmak, meydana getirmek, atamak, neden olmak, yetki vermek; USER: oluşturulan, oluşturulur, oluşturulmuş, oluşturuldu, oluşturduğunuz, oluşturduğunuz

GT GD C H L M O
current /ˈkʌr.ənt/ = NOUN: akım, akıntı, cereyan, eğilim; ADJECTIVE: geçerli, cari, şimdiki, bugünkü, geçer, tedavüldeki; USER: akım, geçerli, cari, mevcut, güncel

GT GD C H L M O
cut /kʌt/ = VERB: kesmek, biçmek; NOUN: kesme, kesim, kesik, kesinti, indirim, pay, parça, yara; ADJECTIVE: kesilmiş, kesik; USER: kesmek, kesme, kesim, kesilmiş, kesilir

GT GD C H L M O
cybernetics

GT GD C H L M O
dashboard /ˈdæʃ.bɔːd/ = NOUN: gösterge paneli, kontrol paneli, çamurluk; USER: gösterge paneli, pano, paneli, dashboard, tablosu

GT GD C H L M O
data /ˈdeɪ.tə/ = NOUN: veri, bilgi, data, girdi, malumat; USER: veri, verileri, veriler, bilgileri, verilerin

GT GD C H L M O
database /ˈdeɪ.tə.beɪs/ = USER: veritabanı, veri tabanında, veritabanını, veritabanına, veritabanında

GT GD C H L M O
defining /diˈfīn/ = VERB: tanımlamak, belirlemek, belirtmek, tarif etmek; USER: tanımlama, tanımlanması, tanımlayan, tanımlayarak, tanımlamak

GT GD C H L M O
definition /ˌdef.ɪˈnɪʃ.ən/ = NOUN: tanım, tanımlama, tarif, açıklama, belirleme, belirtme, seçiklik, kesinleştirme; USER: tanım, tanımı, çözünürlüklü, tanımlı, tanımını

GT GD C H L M O
degree /dɪˈɡriː/ = NOUN: derece, lisans, diploma, ünvan, rütbe, aşama, evre, sıralı notalar, karşılaştırmalı üstünlük derecesi; USER: derece, derecesi, lisans, derecede, derecesini

GT GD C H L M O
design /dɪˈzaɪn/ = NOUN: dizayn, proje, model, tasarı, plan, taslak, amaç, komplo, niyet; VERB: tasarlamak, dizayn etmek, kastetmek, modelini çizmek, planlamak, komplo kurmak, stilize etmek; USER: dizayn, tasarım, tasarımı, tasarlamak, tasarıma

GT GD C H L M O
designed /dɪˈzaɪn/ = ADJECTIVE: tasarlanmış, planlanmış, tarafından tasarlandı, kasıtlı; USER: tasarlanmış, tasarlanmıştır, dizayn, tasarlanan, olarak tasarlanmış

GT GD C H L M O
designing /dɪˈzaɪ.nɪŋ/ = ADJECTIVE: düzenbaz, becerikli, kurnaz; USER: tasarımı, tasarım, tasarlama, tasarlarken, tasarlamak

GT GD C H L M O
detailed /ˈdiː.teɪld/ = ADJECTIVE: ayrıntılı, detaylı, etraflı; USER: ayrıntılı, detaylı, detaylar, ayrıntılı bir, detaylı bir

GT GD C H L M O
developed /dɪˈvel.əpt/ = ADJECTIVE: gelişmiş, bayındır; USER: gelişmiş, geliştirilen, geliştirilmiştir, geliştirilmiş, geliştirdi, geliştirdi

GT GD C H L M O
development /dɪˈvel.əp.mənt/ = NOUN: geliştirme, kalkınma, gelişme, büyüme, site, tab etme, geliştirilmiş ürün, son durum; USER: gelişme, geliştirme, kalkınma, gelişimi, gelişim

GT GD C H L M O
different /ˈdɪf.ər.ənt/ = ADJECTIVE: farklı, değişik, çeşitli, başka, diğer; USER: farklı, farklı bir, değişik, farklıdır, çeşitli, çeşitli

GT GD C H L M O
digitization /ˈdɪdʒ.ɪ.taɪz/ = USER: sayısallaştırma, Digitization, dijital ortama aktarılması, dijitalleşme,

GT GD C H L M O
disaster /dɪˈzɑː.stər/ = NOUN: afet, yıkım, facia, felâket; USER: felaket, afet, felaketi, felakete, felaketin

GT GD C H L M O
document /ˈdɒk.jʊ.mənt/ = NOUN: belge, döküman, evrak, delil; VERB: belgelemek, kanıtlamak, belgelere dayandırmak, dipnotlar koymak, döküman sağlamak; USER: belge, belgenin, belgeyi, doküman, belgesi

GT GD C H L M O
documenting /ˈdɒk.jʊ.mənt/ = NOUN: belgeleme; USER: belgeleme, belgeleyen, belgelenmesi, belgelemek, belgeleyerek

GT GD C H L M O
drafted /drɑːft/ = VERB: görevlendirmek, askere almak, tasarlamak, taslağını çizmek, planlamak, tasarı hazırlamak; USER: hazırlanan, hazırlanmış, hazırlandı, kaleme, hazırlanmıştır

GT GD C H L M O
during /ˈdjʊə.rɪŋ/ = PREPOSITION: sırasında, boyunca, esnasında, süresince, iken; USER: sırasında, boyunca, esnasında, sırasındaki, içinde, içinde

GT GD C H L M O
economic /iː.kəˈnɒm.ɪk/ = ADJECTIVE: ekonomik, iktisadi, hesaplı; USER: ekonomik, iktisadi, ekonomi

GT GD C H L M O
embedded /ɪmˈbed.ɪd/ = VERB: gömmek, yerleştirmek, oturtmak, kafasına sokmak; USER: gömülü, katıştırılmış, yerleşik, gömülü bir, dahili

GT GD C H L M O
enable /ɪˈneɪ.bl̩/ = VERB: olanak tanımak, izin vermek, olanak vermek, yetki vermek; USER: etkinleştirmek, izin, sağlamak, sağlar, etkinleştirmeniz

GT GD C H L M O
energy /ˈen.ə.dʒi/ = NOUN: enerji, güç, erke, kuvvet, gayret; USER: enerji, enerjisi, enerjinin, enerjiyi

GT GD C H L M O
engagement /enˈgājmənt/ = NOUN: nişan, sözleşme, taahhüt, sorumluluk, yükümlülük, nişanlanma, çarpışma, uğraş, randevu, birbirine geçme, söz; USER: nişan, angajman, katılımı, katılım, bağlılığı

GT GD C H L M O
enhance /ɪnˈhɑːns/ = VERB: artırmak, yükseltmek, büyütmek, abartmak; USER: artırmak, geliştirmek, arttırmak, geliştirmenize

GT GD C H L M O
erp

GT GD C H L M O
experience /ikˈspi(ə)rēəns/ = NOUN: deneyim, tecrübe, olay, yaşam, pratik, hayat; VERB: yaşamak, denemek, tecrübe etmek, başından geçmek, maruz kalmak, görmek; USER: deneyim, deneyimi, bir deneyim, tecrübesi, tecrübe, tecrübe

GT GD C H L M O
experienced /ikˈspi(ə)rēəns/ = ADJECTIVE: deneyimli, tecrübeli, usta, görgülü, görmüş geçirmiş, kaşarlanmış; USER: deneyimli, tecrübeli, deneyimli bir, tecrübeli bir

GT GD C H L M O
expert /ˈek.spɜːt/ = NOUN: uzman, bilirkişi, usta, eksper, üstâd, erbap; ADJECTIVE: uzman, bilirkişi, usta, ihtisas; USER: uzman, uzmanı, bilirkişi, usta

GT GD C H L M O
external /ɪkˈstɜː.nəl/ = ADJECTIVE: dış, harici, dışarıdan gelen, yabancı ülkelerle olan; USER: dış, harici, harici bir, dışsal, eksternal

GT GD C H L M O
fair /feər/ = ADJECTIVE: adil, makul, uygun, dürüst, orta, doğru, güzel, iyi, açık; NOUN: fuar, panayır; ADVERB: adilane; USER: adil, makul, fuar, adil bir, fuarı

GT GD C H L M O
financial /faɪˈnæn.ʃəl/ = ADJECTIVE: finansal, mali, parasal; USER: mali, finansal, finans, maddi, finansman

GT GD C H L M O
findings /ˈfaɪn.dɪŋ/ = NOUN: araç gereç, malzeme; USER: bulgular, bulguları, bulguların, bulgularını, bulgulara

GT GD C H L M O
five /faɪv/ = USER: beş

GT GD C H L M O
for /fɔːr/ = PREPOSITION: için, amacıyla, dolayı, uygun, göre, karşı, yönünde, doğru, yarayan, sebebiyle; CONJUNCTION: dolayı, nedeniyle, çünkü, zira; USER: için, boyunca, for, üzere, üzere

GT GD C H L M O
framework /ˈfreɪm.wɜːk/ = NOUN: yapı, çatı, iskelet, sistem, kadro; USER: yapı, çatı, iskelet, çerçeve, çerçevesinde, çerçevesinde

GT GD C H L M O
from /frɒm/ = PREPOSITION: itibaren, -dan, -den, beri, dolayı, yüzünden, -den beri; USER: itibaren, adlı, adlı işletmeye, gelen, dan, dan

GT GD C H L M O
functional /ˈfʌŋk.ʃən.əl/ = ADJECTIVE: fonksiyonel, işlevsel, kullanışlı; USER: fonksiyonel, işlevsel, fonksiyonlu, işlevsel bir, işlev

GT GD C H L M O
functionalities /ˌfʌŋk.ʃənˈæl.ə.ti/ = USER: işlevleri, fonksiyonlarını, fonksiyonları, işlevler, functionalities

GT GD C H L M O
future /ˈfjuː.tʃər/ = NOUN: gelecek, istikbal, gelecek zaman, gelecekte olacak şey, vadeli sözleşme; ADJECTIVE: gelecek, ilerideki, ileriki, müstakbel, vadeli; USER: gelecek, gelecekte, gelecekteki, geleceği, geleceğe

GT GD C H L M O
gathered /ˈɡæð.ər/ = ADJECTIVE: toplanmış, büzgülü; USER: toplanmış, toplanan, toplandı, araya, elde

GT GD C H L M O
global /ˈɡləʊ.bəl/ = ADJECTIVE: global, dünya çapında, evrensel, küre biçiminde; USER: global, küresel, genel, dünya, küresel bir

GT GD C H L M O
good /ɡʊd/ = ADJECTIVE: iyi, güzel, çok, yararlı, sağlam, uslu, hayırlı, emin, sağlığa yararlı, dolu dolu; ADVERB: oldukça; NOUN: hayır; USER: iyi, iyi bir, good, güzel, güzel

GT GD C H L M O
governance /ˈɡʌv.ən.ənts/ = NOUN: yönetim, denetim, kontrol; USER: yönetim, yönetişim, yönetimi, yönetişimi, yönetimin

GT GD C H L M O
grid /ɡrɪd/ = NOUN: ızgara, şebeke, sistem, parmaklık, haritayı karelere bölme sistemi; USER: ızgara, grid, kılavuz, şebeke, Izgara

GT GD C H L M O
ground /ɡraʊnd/ = NOUN: zemin, yer, toprak, topraklama, kara, temel, saha, dip; VERB: topraklamak; ADJECTIVE: öğütülmüş, buzlu, çekilmiş; USER: zemin, toprak, yere, yer, topraklama

GT GD C H L M O
has /hæz/ = VERB: olmak, sahip olmak, yapmak, etmek, bulunmak, almak, elde etmek, zorunda olmak, kabul etmek, aldatmak, göz yummak, dolandırmak; USER: vardır, sahip, sahiptir, var, olan, olan

GT GD C H L M O
he /hiː/ = PRONOUN: o, kendisi; NOUN: erkek; USER: o, diye, onun, de, da, da

GT GD C H L M O
holds /həʊld/ = USER: tutar, tutan, sahip, sahiptir, Kurabilirsiniz

GT GD C H L M O
identifying /aɪˈden.tɪ.faɪ/ = VERB: belirlemek, tanımak, kimliğini saptamak, bir tutmak, aynı saymak, desteklemek, destek vermek; USER: belirlenmesi, tespit, belirleme, tanımlayan, tanımlamak

GT GD C H L M O
impact /imˈpakt/ = NOUN: etki, darbe, çarpma, çarpışma, vuruş, şok; VERB: sıkıştırmak, pekiştirmek; USER: etki, darbe, etkisi, etkisini, etkileri

GT GD C H L M O
implementation /ˈɪm.plɪ.ment/ = NOUN: uygulama, yerine getirme; USER: uygulama, uygulanması, uygulaması, uygulanmasını, uygulanmasına

GT GD C H L M O
implemented /ˈɪm.plɪ.ment/ = VERB: uygulamak, tamamlamak, sağlamak, yerine getirmek, yapmak; USER: uygulanan, uygulamaya, hayata, uygulanmaktadır, uygulanması

GT GD C H L M O
improve /ɪmˈpruːv/ = VERB: geliştirmek, artırmak, iyileştirmek, düzeltmek, ilerletmek, gelişmek, ilerlemek, ıslah etmek, iyileşmek, yükselmek, düzelmek; USER: geliştirmek, artırmak, iyileştirmek, geliştirmemize, geliştirmeye, geliştirmeye

GT GD C H L M O
improvement /ɪmˈpruːv.mənt/ = NOUN: iyileşme, gelişme, düzelme, ilerleme, ıslah, düzeltme, yenilik, kalkındırma, artma, verimli hale getirme, ıslah etme; USER: gelişme, iyileşme, iyileştirme, geliştirme, iyileştirilmesi

GT GD C H L M O
improvements /ɪmˈpruːv.mənt/ = NOUN: iyileşme, gelişme, düzelme, ilerleme, ıslah, düzeltme, yenilik, kalkındırma, artma, verimli hale getirme, ıslah etme; USER: gelişmeler, iyileştirmeler, geliştirmeleri, geliştirmeler, iyileştirmeleri

GT GD C H L M O
in /ɪn/ = ADVERB: içinde; PREPOSITION: içinde, olarak, -de, -da, halinde, içine, içeri; ADJECTIVE: yerinde, iç, içeride, evde; USER: içinde, olarak, bölgesindeki, yılında, in, in

GT GD C H L M O
inaccuracy /inˈakyərəsē/ = NOUN: yanlışlık, hata, yanlış, kusur; USER: yanlışlık, hata, yanlış, noksanlık, bir yanlışlık

GT GD C H L M O
including /ɪnˈkluː.dɪŋ/ = PREPOSITION: dahil, kapsayan; ADJECTIVE: içeren; USER: dahil, dahil olmak üzere, dahil olmak, gibi, içeren, içeren

GT GD C H L M O
incompleteness /-nəs/ = USER: eksiklik, tamamlanmamışlığı, eksikliklerin, eksikliğini, tamamlanmamışlık

GT GD C H L M O
independent /ˌindəˈpendənt/ = ADJECTIVE: bağımsız, serbest, özgür, hür, maddi yönden bağımsız, kendi geçimini sağlayan; USER: bağımsız, bağımsız bir, bağımsız olarak, bağımsızdır, serbest

GT GD C H L M O
industries /ˈɪn.də.stri/ = NOUN: sanayi, endüstri, gayret, çaba, işletmecilik, hamaratlık; USER: sanayi, sektörlerde, Endüstriyel, endüstrisi, endüstriler

GT GD C H L M O
information /ˌɪn.fəˈmeɪ.ʃən/ = NOUN: bilgi, enformasyon, haber, danışma, bilgi edinme, istihbarat, malumat, bildirme, şikâyet, iddia; USER: bilgi, bilgileri, bilgiler, bilgilerini, bilgilerin, bilgilerin

GT GD C H L M O
installation /ˌɪn.stəˈleɪ.ʃən/ = NOUN: montaj, tesisat, kurma, yerleştirme, üs, atama; USER: montaj, yükleme, kurulum, kurulumu, yüklemesi

GT GD C H L M O
institute /ˈɪn.stɪ.tjuːt/ = NOUN: enstitü, kurum, kuruluş, klinik; VERB: kurmak, atamak, açmak, başlatmak, tayin etmek; USER: enstitü, enstitüsü, Institute, kurumu, kurum

GT GD C H L M O
institution /ˌɪn.stɪˈtjuː.ʃən/ = NOUN: kurum, kuruluş, tesis, dernek, tımarhane, hapishane, atama, kurum binası, yerleşmiş uygulama, tanınan kimse, kurma, tesis etme; USER: kurum, kurumu, kurumun, kuruma, kuruluş

GT GD C H L M O
insurance /ɪnˈʃɔː.rəns/ = NOUN: sigorta, sigortalama; ADJECTIVE: sigorta; USER: sigorta, sigortası, sigortacılık

GT GD C H L M O
internal /ɪnˈtɜː.nəl/ = ADJECTIVE: iç, dahili, stajyer, içilir; NOUN: yaradılış, doğa; USER: iç, dahili, içsel, içi, internal

GT GD C H L M O
international /ˌɪn.təˈnæʃ.ən.əl/ = ADJECTIVE: uluslararası, milletlerarası; USER: uluslararası, uluslararası bir, uluslar arası, uluslar, İnt, İnt

GT GD C H L M O
introduction /ˌɪn.trəˈdʌk.ʃən/ = NOUN: giriş, tanıtım, başlangıç, tanıtma, takdim, önsöz, tanıştırma, getirme; USER: giriş, tanıtımı, tanıtım, Introduction, tanıtılması

GT GD C H L M O
investments /ɪnˈvest.mənt/ = NOUN: yatırım, kuşatma, para yatırma, abluka, dışderi, ektoderm, atama, tayin; USER: yatırımlar, yatırımları, yatırım, yatırımların, yatırımlarının

GT GD C H L M O
invoicing /ˈɪn.vɔɪs/ = VERB: fatura etmek, fatura çıkarmak; USER: faturalama, fatura, faturalandırma, faturalandırmaya, invoicing

GT GD C H L M O
involved /ɪnˈvɒlvd/ = ADJECTIVE: ilgili, karışmış, ilişkili, kapsayan, bulaşmış, karışık, dalmış, kapılmış; USER: ilgili, dahil, yer, katılan, alan

GT GD C H L M O
is /ɪz/ = USER: olduğunu, olduğu, olan, bir, olup, olup

GT GD C H L M O
it /ɪt/ = PRONOUN: o, onu, ona, ebe, cazibe, çekicilik, şahsiyet, ilişki, önemli kimse; NOUN: cinsel ilişki; USER: o, onu, bu, bunu, it, it

GT GD C H L M O
java /ˈdʒɑː.və/ = NOUN: kahve, Cava kahvesi

GT GD C H L M O
knowledge /ˈnɒl.ɪdʒ/ = NOUN: bilgi, bilim, irfan, tecrübe, malumat, haber, anlama; USER: bilgi, bilgisi, bilgiye, bilgileri, bilginin

GT GD C H L M O
language /ˈlæŋ.ɡwɪdʒ/ = NOUN: dil, lisan, mesleki dil; USER: dil, dili, dile, dilde, dilini, dilini

GT GD C H L M O
languages /ˈlæŋ.ɡwɪdʒ/ = NOUN: dil, lisan, mesleki dil; USER: dil, dilleri, dillerde, diller, dilde

GT GD C H L M O
large /lɑːdʒ/ = ADJECTIVE: büyük, geniş, iri; USER: büyük, geniş, büyük bir, çok, geniş bir, geniş bir

GT GD C H L M O
largest /lɑːdʒ/ = USER: büyük, en büyük, en, en

GT GD C H L M O
last /lɑːst/ = NOUN: son, son şey; ADJECTIVE: son, geçen, en son, önceki, sonuncu, son derece; ADVERB: son, son olarak, son kez, sonunda; USER: son, son yorumlanan, geçen, son olarak, en son, en son

GT GD C H L M O
lead /liːd/ = NOUN: kurşun, öncülük, önderlik, rehberlik, kablo; VERB: sürmek, yönetmek, götürmek, yönlendirmek, önderlik etmek, öncülük etmek, yol göstermek; USER: kurşun, yol, neden, sebep, yol açar

GT GD C H L M O
leasing /liːs/ = NOUN: kiralama, kiraya verme; USER: kiralama, finansal kiralama, leasing, kira, Leasing'in

GT GD C H L M O
led /led/ = VERB: sürmek, yönetmek, götürmek, yönlendirmek, önderlik etmek, öncülük etmek, yol göstermek, sürdürmek, açmak, önde gitmek, başında olmak, etkilemek, başı olmak; USER: açtı, yol, led, neden, liderliğindeki

GT GD C H L M O
level /ˈlev.əl/ = NOUN: seviye, düzey, düzlük, zemin, düzeç; VERB: dengelemek; ADJECTIVE: seviyeli, düz, yatay, dengeli, aynı seviyede, dürüst; USER: seviye, düzey, seviyesi, düzeyi, düzeyde, düzeyde

GT GD C H L M O
local /ˈləʊ.kəl/ = ADJECTIVE: yerel, lokal, yerli, şehir içi, bölgesel, kısmi, ekspres olmayan; NOUN: yöre sakini, sakin; USER: yerel, lokal, yerel bir, yerli, local

GT GD C H L M O
locations /ləʊˈkeɪ.ʃən/ = NOUN: yer, konum, mevki, yerleştirme, yer belirleme, stüdyo dışı; USER: yerleri, yerlerde, yer, yerle, konumları

GT GD C H L M O
losses /lɒs/ = NOUN: zarar, kayıp, zayi; USER: kayıpları, kayıp, kayıplar, zararlar, zararları

GT GD C H L M O
main /meɪn/ = ADJECTIVE: ana, başlıca, esas, asıl, belli başlı; NOUN: ana boru, deniz, kuvvet, okyanus, zor, horoz dövüşü; USER: ana, temel, başlıca, önemli, esas

GT GD C H L M O
major /ˈmeɪ.dʒər/ = ADJECTIVE: büyük, önemli, majör, başlıca; NOUN: majör, binbaşı, branş, yetişkin, reşit kimse; VERB: branşı doğrultusunda yoğunlaşmak, konusunda uzmanlaşmak; USER: büyük, önemli, ana, önemli bir, büyük bir

GT GD C H L M O
managed /ˈmæn.ɪdʒ/ = VERB: işletmek, idare etmek, halletmek, becermek, yolunu bulmak, geçinmek, terbiye etmek, çevirmek, kıvırmak, çekip çevirmek, icabına bakmak; USER: yönetilen, başardı, yönetilmektedir, yönetilir, idare

GT GD C H L M O
management /ˈmæn.ɪdʒ.mənt/ = NOUN: yönetim, işletme, idare, müdürlük, idarecilik; USER: yönetim, yönetimi, yönetiminin, yönetimini, yönetiminde, yönetiminde

GT GD C H L M O
manager /ˈmæn.ɪ.dʒər/ = NOUN: yönetici, müdür, idareci, yönetmen, menejer, işletmeci; USER: müdür, yönetici, yöneticisi, antrenör, müdürü

GT GD C H L M O
master /ˈmɑː.stər/ = ADJECTIVE: ana, asıl, esas, baş; NOUN: usta, efendi, kalıp, kaptan, sahip, hoca, öğretmen, üstâd; USER: ana, Master, usta, yüksek lisans, yöneticisi

GT GD C H L M O
materials /məˈtɪə.ri.əl/ = NOUN: malzemeler, levazım, kumaş, bez; USER: malzemeler, malzemeleri, malzeme, malzemelerin, materyalleri

GT GD C H L M O
maximizing /ˈmæk.sɪ.maɪz/ = VERB: maksimuma çıkarmak, en geniş anlamı ile açıklamak; USER: maksimize, en üst düzeye, maksimize etmek, üst düzeye, maksimizasyonu

GT GD C H L M O
measurement /ˈmeʒ.ə.mənt/ = NOUN: ölçüm, ölçme, ölçü; USER: ölçüm, ölçümü, ölçme, ölçü, ölüm

GT GD C H L M O
member /ˈmem.bər/ = NOUN: üye, taraf, uzuv, organ; USER: üye, üyenin, üyesinin, üyesi, üye ol

GT GD C H L M O
methodologies /ˌmeθ.əˈdɒl.ə.dʒi/ = NOUN: metodoloji, yöntembilim; USER: metodolojileri, metodolojiler, yöntemler, yöntemleri, yöntemlerini

GT GD C H L M O
methodology /ˌmeθ.əˈdɒl.ə.dʒi/ = NOUN: metan; USER: metodoloji, metodolojisi, yöntem, yöntemi, metodolojinin

GT GD C H L M O
mixed /mɪkst/ = ADJECTIVE: karışık, karma, karışmış, melez, katışık; USER: karışık, karma, karışık bir, mixed, mikst

GT GD C H L M O
models /ˈmɒd.əl/ = NOUN: model, örnek, manken, kalıp, numune; VERB: örneğe göre yapmak, model yapmak, biçimlendirmek, modellik etmek, kalıbını çıkarmak; USER: modelleri, modeller, model, modellerde, modellerin

GT GD C H L M O
monitoring /ˈmɒn.ɪ.tər/ = VERB: izlemek, gözlemek; USER: izleme, izlenmesi, takip, denetimi, kontrol

GT GD C H L M O
most /məʊst/ = ADVERB: en; NOUN: çoğu, en fazlası, en fazla miktar; ADJECTIVE: en çok, en fazla, pek çok; USER: en, çoğu, en çok, çok, en iyi, en iyi

GT GD C H L M O
ms /miz/ = ABBREVIATION: bayan, bayan, hanım; USER: ms, msn, ms'lik

GT GD C H L M O
multiple /ˈmʌl.tɪ.pl̩/ = ADJECTIVE: çoklu, birçok, katlı; NOUN: kat, katsayı; USER: çoklu, birden fazla, birden, birden çok, çok

GT GD C H L M O
needed /ˈniː.dɪd/ = ADJECTIVE: lazım; USER: gerekli, gereken, ihtiyaç, gereklidir, tabi, tabi

GT GD C H L M O
of /əv/ = PREPOSITION: yüzünden, -nin, -den, -li; USER: bir, arasında, bölgesinin, of, km, km

GT GD C H L M O
off /ɒf/ = ADJECTIVE: kapalı, devre dışı, uzak; ADVERB: kapalı, uzakta, uzak, tamamen, izinli, kesik; PREPOSITION: dışında, izinli; NOUN: başlangıç; USER: kapalı, off, dışı, devre dışı, kapatma, kapatma

GT GD C H L M O
on /ɒn/ = PREPOSITION: üzerinde, ile, üstünde, yönünde, esnasında; ADVERB: üstünde, durmadan, sürekli olarak; ADJECTIVE: yanık, devrede, sahnede, hazır; USER: üzerinde, ilgili, üzerine, hakkında, ile ilgili, ile ilgili

GT GD C H L M O
one /wʌn/ = USER: one-, one, I, biri, tek, birisi, kimse, bir tane; PRONOUN: biri, birisi, kimse, olan, kişi; ADJECTIVE: tek, aynı; USER: bir, biri, tek, birini, tek bir, tek bir

GT GD C H L M O
optimization /ˌɒp.tɪ.maɪˈzeɪ.ʃən/ = USER: optimizasyonu, optimizasyon, Optimization, iyileştirme

GT GD C H L M O
or /ɔːr/ = CONJUNCTION: veya, ya da, yoksa, yahut; NOUN: altın sarısı; USER: veya, ya da, ya, ve, yada, yada

GT GD C H L M O
oracle /ˈɒr.ə.kl̩/ = NOUN: kehanet, torpil, kâhin, keramet, vahiy, ilham, iş bilen kimse, uzman, ayrıcalık; VERB: kehanette bulunmak; USER: kehanet, oracle, Oracle'ın, torpil, kahin

GT GD C H L M O
organizational /ˌɔː.ɡən.aɪˈzeɪ.ʃən/ = ADJECTIVE: örgütsel; USER: örgütsel, organizasyon, organizasyonel, kurumsal, kuruluş

GT GD C H L M O
pascal = NOUN: paskal; USER: paskal, pascal

GT GD C H L M O
per /pɜːr/ = PREPOSITION: başına, göre, gereğince, vasıtasıyla, eliyle, nazaran, aracılığı ile; USER: başına, TL, gecelik, başı, ortalama

GT GD C H L M O
performance /pəˈfɔː.məns/ = NOUN: performans, gösteri, başarı, verim, yerine getirme, oyun, icraat, başarma gücü; USER: performans, performansı, performanslı, performansını, performansınızın

GT GD C H L M O
performed /pəˈfɔːm/ = VERB: yapmak, uygulamak, yerine getirmek, oynamak, oynamak, işlemek, canlandırmak, konser vermek, numara yapmak; USER: yapılan, gerçekleştirilen, gerçekleştirilir, ısırttı, yapılır

GT GD C H L M O
performing /pərˈfôrm/ = NOUN: icra; ADJECTIVE: gösteri, sergileme, oynama, becerikli, hünerli; USER: icra, performans, yerine, gerçekleştirmek, sahne

GT GD C H L M O
personnel /ˌpərsəˈnel/ = NOUN: personel, eleman, çalışanlar, kadro; USER: personel, personeli, personelin, personelinin, personele

GT GD C H L M O
phase /feɪz/ = NOUN: faz, aşama, evre, safha, bölge, kesim; VERB: aşamalı olarak yapmak, değişik fazlar uygulamak, safhalarla gerçekleşmek; USER: faz, fazlı, aşamasında, aşaması, fazı

GT GD C H L M O
php = USER: php, PHP'nin, Kullanıyor PHP

GT GD C H L M O
plan /plæn/ = NOUN: plan, proje, tasarı, taslak, kroki, niyet; VERB: planlamak, plan yapmak, tasarlamak, planını çizmek; USER: plan, planı, sistemi, planının, planını

GT GD C H L M O
potential /pəˈten.ʃəl/ = NOUN: potansiyel, gerilim, güç, yeterlik kipi, iktidar; ADJECTIVE: potansiyel, olası, gizli, açığa çıkmamış; USER: potansiyel, potansiyeli, olası, potansiyelini, potansiyeline

GT GD C H L M O
power /paʊər/ = NOUN: güç, enerji, iktidar, kuvvet, yetki, üs, otorite, yetenek, derman, takât; VERB: güç sağlamak, çalıştırmak, elektrik vermek; USER: güç, gücü, gç, elektrik, enerji

GT GD C H L M O
practice /ˈpræk.tɪs/ = NOUN: uygulama, pratik, alıştırma, yöntem, çalışma, deneme, egzersiz, tatbikat, idman, eğitim, alışkanlık, ısınma, teknik, usul, hile; VERB: uygulamak, pratik yapmak, çalışmak, yapmak, alıştırma yapmak, etmek, alışkanlık haline getirmek, gerçekleştirmek, dolap çevirmek, deneyim kazanmak, entrika çevirmek, uygulmak, adet edinmek; USER: uygulama, pratik, uygulamada, pratikte, uygulamaya

GT GD C H L M O
prioritizing /prīˈôrəˌtīz,ˈprīərə-/ = USER: öncelik, ön planda, önceliklendirilmesi, önceliklendirmek, önceliklendirme

GT GD C H L M O
procedures /prəˈsiː.dʒər/ = NOUN: prosedür, işlem, usul, yöntem, muamele, yargılama yöntemi; USER: prosedürler, prosedürleri, işlemleri, işlemler, yordamlar

GT GD C H L M O
process /ˈprəʊ.ses/ = NOUN: süreç, işlem, yöntem, usul, aşama, dava, çıkıntı, gidiş; VERB: işlemek, yönlendirmek, işleme tabi tutmak, alaya katılmak, dava açmak, özel işlem uygulamak; USER: süreç, işlem, süreci, işlemi, sürecinde

GT GD C H L M O
processes /ˈprəʊ.ses/ = VERB: işlemek, yönlendirmek, işleme tabi tutmak, alaya katılmak, dava açmak, özel işlem uygulamak; NOUN: süreç, işlem, yöntem, usul, aşama, dava, çıkıntı, gidiş; USER: süreçleri, işlemleri, işlemler, süreçler, süreçlerini

GT GD C H L M O
productivity /ˌprɒd.ʌkˈtɪv.ɪ.ti/ = NOUN: verimlilik, prodüktivite, yaratıcılık, kâr getirme yüzdesi; USER: verimlilik, verimliliği, üretkenlik, verimliliğini, üretkenliği

GT GD C H L M O
professional /prəˈfeʃ.ən.əl/ = NOUN: profesyonel, uzman, mütehassıs, fikir işçisi, meslekten yetişme kimse, para için yapan kimse; ADJECTIVE: profesyonel, mesleki, meslek, uzman, meslekten yetişme, azimli, kararlı, para için yapan; USER: profesyonel, profesyonel bir, mesleki, Professional, meslek

GT GD C H L M O
programming /ˈprōˌgram,-grəm/ = NOUN: programlama, program yapımı; USER: programlama, program, programlanması, bir programlama

GT GD C H L M O
programs /ˈprəʊ.ɡræm/ = VERB: programlamak, programlamak, planlamak, planlamak; NOUN: program, program, yazılım, yazılım, plan, plan, gösteri, gösteri, yapım, yapım; USER: programları, programlar, programlarının, programların, program

GT GD C H L M O
project /ˈprɒdʒ.ekt/ = NOUN: proje, tasarı, plan; VERB: yansıtmak, tasarlamak, atmak, planlamak, fırlatmak, projesini hazırlamak, iz düşürmek, çıkıntı oluşturmak, çıkık olmak; USER: proje, projesi, projenin, projeye, projesinin

GT GD C H L M O
proposing /prəˈpəʊz/ = VERB: önermek, teklif etmek, ileri sürmek, sormak, getirmek, evlenme teklif etmek, niyet etmek, tasarlamak, içmek; USER: teklif, öneren, öneriyor, önermek, önererek

GT GD C H L M O
provide /prəˈvaɪd/ = VERB: sağlamak, temin etmek, karşılamak, ihtiyacını karşılamak, şart koşmak, koşul koymak, önlem almak, hazırlıklı olmak; USER: sağlamak, sağlar, verin, sunmak, sağlayabilir

GT GD C H L M O
provided /prəˈvīd/ = VERB: sağlamak, temin etmek, karşılamak, ihtiyacını karşılamak, şart koşmak, koşul koymak, önlem almak, hazırlıklı olmak; USER: sağlanan, verilen, verilmedi, Resim, sunulan

GT GD C H L M O
providing /prəˈvaɪd/ = NOUN: sağlama; CONJUNCTION: şartıyla, koşulu ile, eğer; USER: sağlama, sağlayan, sağlayarak, sağlamak, veren

GT GD C H L M O
r /ɑr/ = NOUN: R harfi; USER: r,

GT GD C H L M O
raised /reɪz/ = ADJECTIVE: kalkık, yükseltilmiş, kabarık, kabartma, mayalanmış, zamlı, mayalı; USER: yükseltilmiş, kaldırdı, ortaya, büyüdü, yükseltti

GT GD C H L M O
recommendations /ˌrek.ə.menˈdeɪ.ʃən/ = NOUN: tavsiye, öğüt, öğütleme; USER: tavsiyeler, öneriler, önerileri

GT GD C H L M O
recovery /rɪˈkʌv.ər.i/ = NOUN: kurtarma, iyileşme, düzelme, geri kazanma, kurtulma, tazmin, geri dönüştürme; USER: kurtarma, Recovery, iyileşme, kurtarma Ses, toparlanma

GT GD C H L M O
redesign /ˌriːdɪˈzaɪn/ = USER: yeniden, yeniden tasarlamak, yeniden tasarımı, yeniden tasarlamanız, yeniden tasarlanması

GT GD C H L M O
region /ˈriː.dʒən/ = NOUN: bölge, yöre, alan, çevre, iklim, nahiye; USER: bölge, bölgede, bölgesi, bölgesinde, bölgenin

GT GD C H L M O
repetitive /rɪˈpet.ə.tɪv/ = ADJECTIVE: tekrarlayan, tekrarlı, tekrarlayıp duran, gereksiz tekrarlar içeren; USER: tekrarlayan, tekrarlanan, tekrarlayıcı, tekrarlı, tekrar eden

GT GD C H L M O
reporting /rɪˈpɔːt/ = VERB: bildirmek, rapor etmek, anlatmak, söylemek, ihbar etmek, sunmak, görünmek, muhabirlik yapmak, hazır bulunmak; USER: raporlama, rapor, bildirdiği, raporlanması, bildiren

GT GD C H L M O
requirements /rɪˈkwaɪə.mənt/ = NOUN: gereksinim, gereklilik, ihtiyaç, koşul, gerek, istek, icap, lüzum; USER: gereksinimleri, Gereksinim, gereksinimlerini, ihaleler, şartları

GT GD C H L M O
responsibilities /rɪˌspɒn.sɪˈbɪl.ɪ.ti/ = NOUN: sorumluluk, yükümlülük, mesuliyet, güvenilirlik, sağlamlık, ödeme gücü, temyiz gücü; USER: sorumlulukları, sorumluluklar, sorumluluklarını, sorumluluk, sorumluluklarının

GT GD C H L M O
responsible /rɪˈspɒn.sɪ.bl̩/ = NOUN: sorumluluk, yükümlülük, mesuliyet, güvenilirlik, sağlamlık, ödeme gücü, temyiz gücü; USER: sorumlu, sorumludur, sorumluluk, sorumlusu, sorumluluk sahibi

GT GD C H L M O
review /rɪˈvjuː/ = VERB: gözden geçirmek, eleştirmek, teftiş etmek, yeniden incelemek, kritiğini yapmak; NOUN: eleştiri, teftiş, eleştiri yazısı, yeniden inceleme, revizyon, revü, kritik; USER: gözden, yorumlayan, yorum, gözden geçirmek

GT GD C H L M O
risk /rɪsk/ = NOUN: risk, tehlike, riziko; VERB: tehlikeye atmak, göze almak, riske atmak; USER: risk, riski, riskini, riskine, riskli

GT GD C H L M O
robotics /rəʊˈbɒt.ɪks/ = USER: robotik, robot, robotlar, robotics, robotbilim

GT GD C H L M O
rpa = USER: rpa, anlamı RPA, RP A, zaman RPA,

GT GD C H L M O
run /rʌn/ = VERB: çalıştırmak, koşmak, yayınlamak, kaçmak, işletmek, yönetmek, kullanmak, koşturmak, yarışmak; NOUN: koşma, koşu; ADJECTIVE: kaçak; USER: çalıştırmak, çalıştırın, çalıştırabilirsiniz, koşmak, Basım, Basım

GT GD C H L M O
s = USER: s, ler, lar, temizle, larındaki

GT GD C H L M O
sap /sæp/ = NOUN: özsu, bitki özü, usare, ahmak, avanak, hayat kaynağı, cop, duvar yıkma çukuru, lâğım kanalı; VERB: altını kazarak yıkmak, temelini bozmak, baltalamak, cop ile yere sermek, ağaçtan yalancı odun çıkarmak; USER: özsu, sap, özsuyu, reçineleri, özü

GT GD C H L M O
scenarios /sɪˈnɑː.ri.əʊ/ = NOUN: senaryo; USER: senaryoları, senaryolar, senaryo, senaryolarda, senaryoların

GT GD C H L M O
segmenting

GT GD C H L M O
selection /sɪˈlek.ʃən/ = NOUN: seçim, seçme, seleksiyon, seçenek, seçmeler, doğal ayıklanma; USER: seçim, seçimi, seçimini, seçme, selection

GT GD C H L M O
senior /ˈsiː.ni.ər/ = ADJECTIVE: kıdemli, üst, yaşlı, yaşça büyük, daha yaşlı, son sınıfa ait; NOUN: üst, büyük, son sınıf öğrencisi, baba, kıdemli kimse, yaşça büyük olan kimse; USER: kıdemli, üst, üst düzey, düzey, üst düzey bir

GT GD C H L M O
sessions /ˈseʃ.ən/ = NOUN: oturum, dönem, toplantı, celse, devre, kongre, sömestr, akademik yıl; USER: oturumları, seans, oturumlar, oturum, seansları

GT GD C H L M O
skills /skɪl/ = NOUN: beceri, yetenek, ustalık, hüner, maharet, kabiliyet, marifet, beceriklilik; USER: becerileri, beceri, becerilerini, beceriler, becerilerinin

GT GD C H L M O
solutions /səˈluː.ʃən/ = NOUN: çözüm, çözelti, solüsyon, eriyik, çare, çözünme, çıkar yol, halletme, ara verme; USER: çözümler, çözümleri, çözüm, çözümlerini, çözümlerin

GT GD C H L M O
specialized /ˈspeʃ.əl.aɪzd/ = VERB: uzmanlaşmak, özelleştirmek, ihtisas yapmak, ayırmak, özel olarak yapmak, özel amaçla yapmak, değiştirmek; USER: özel, uzman, uzmanlaşmış, özel bir, uzmanlaşmıştır

GT GD C H L M O
sql = USER: sql, bir SQL,

GT GD C H L M O
statistics /stəˈtistik/ = NOUN: istatistik, istatistik bilimi; USER: istatistik, istatistikleri, İstatistikler, istatistiği, istatistiklerini

GT GD C H L M O
strategies /ˈstræt.ə.dʒi/ = NOUN: strateji, taktik, kurnazlık, savaş bilimi; USER: stratejileri, stratejiler, stratejilerinin, stratejilerini, strateji

GT GD C H L M O
studies /ˈstədē/ = NOUN: çalışmalar, araştırmalar, incelemeler; USER: çalışmalar, çalışmaları, çalışmalarda, çalışma, çalışmaların, çalışmaların

GT GD C H L M O
such /sʌtʃ/ = ADJECTIVE: böyle, bu tür, bu gibi, öyle, çok, o kadar; PRONOUN: bu gibi, o gibi; ADVERB: böylesine, çok, öylesine, oldukça; USER: bu tür, böyle, gibi, tür, böyle bir, böyle bir

GT GD C H L M O
system /ˈsɪs.təm/ = NOUN: sistem, düzen, şebeke, yapı, yöntem, ağ, usul, vücut, evren, katman; USER: sistem, sistemi, sisteminin, Sisteme, sistemin, sistemin

GT GD C H L M O
systems /ˈsɪs.təm/ = NOUN: sistem, düzen, şebeke, yapı, yöntem, ağ, usul, vücut, evren, katman; USER: sistemleri, sistemler, sistemlerinin, sistemlerin, sistemlerinde

GT GD C H L M O
tasks /tɑːsk/ = NOUN: görev, iş, ödev, külfet, angarya; VERB: iş vermek, çalıştırmak, yormak, suçlamak; USER: görevleri, görevler, görevlerini, görev, görevlerin

GT GD C H L M O
team /tēm/ = NOUN: takım, ekip, tim, kuş sürüsü, koşum hayvanları; VERB: koşmak, takım kurmak, takım halinde yapmak; USER: ekip, takım, takim, ekibi, takımı, takımı

GT GD C H L M O
teams /tēm/ = NOUN: takım, ekip, tim, kuş sürüsü, koşum hayvanları; VERB: koşmak, takım kurmak, takım halinde yapmak; USER: ekipleri, takım, takımlar, takımlarda, takımları

GT GD C H L M O
technologies /tekˈnɒl.ə.dʒi/ = NOUN: teknoloji, uygulayımbilim; USER: teknolojileri, teknolojiler, teknolojilerin, teknolojilerinin, teknoloji

GT GD C H L M O
tel = USER: tel, Telefon

GT GD C H L M O
test /test/ = NOUN: test, deney, deneme, sınav, tahlil, ölçü, denetim; ADJECTIVE: test, deneme; VERB: sınamak, denemek, test yapmak; USER: test, testi, sınama, deney, deneme, deneme

GT GD C H L M O
tests /test/ = NOUN: test, deney, deneme, sınav, tahlil, ölçü, denetim, miyar, kriter, maden eritme potası, sert kabuk; USER: testleri, testler, test, testlerin, testi

GT GD C H L M O
the

GT GD C H L M O
their /ðeər/ = PRONOUN: onların; USER: onların, kendi, bunların, da, da

GT GD C H L M O
three /θriː/ = USER: three-, three, üçlü; USER: üç, ç, ç

GT GD C H L M O
through /θruː/ = ADVERB: sayesinde, doğru, baştan sona, tamamen, doğruca, bir uçtan bir uca; PREPOSITION: sayesinde, içinden, arasından, yüzünden, baştan başa, bir uçtan bir uca; ADJECTIVE: kesintisiz, direkt; USER: sayesinde, ile, aracılığıyla, üzerinden, yoluyla

GT GD C H L M O
to /tuː/ = PREPOSITION: karşı, göre, -e, -ye, -ya, -e doğru; USER: karşı, göre, için, etmek, hiç, hiç

GT GD C H L M O
tool /tuːl/ = NOUN: araç, alet, parça, keski, penis, çük, kamış; VERB: aletle işlemek, araba kullanmak; USER: araç, aracı, aracını, araçtır, bir araç

GT GD C H L M O
tools /tuːl/ = NOUN: araç, alet, parça, keski, penis, çük, kamış; VERB: aletle işlemek, araba kullanmak; USER: araçları, araçlar, araçlarımızdan yararlanmak, araçlarımızdan, aletleri

GT GD C H L M O
training /ˈtreɪ.nɪŋ/ = NOUN: eğitim, antrenman, çalışma, egzersiz, alıştırma, idman, ders, öğretme, çalıştırma, staj süresi; USER: eğitim, eğitimi, antrenmanı, öğretim, eğitimin

GT GD C H L M O
travel /ˈtræv.əl/ = NOUN: seyahat, yolculuk, gezi, işleme; VERB: seyahat etmek, gezmek, dolaşmak, yolculuk etmek, yol almak, kaçmak, işlemek; USER: seyahat, yolculuk, seyahatlerinizde, seyahat etmek

GT GD C H L M O
tree /triː/ = NOUN: ağaç, darağacı, mil, eyer kaltağı; VERB: ağaca çıkarmak, çıkmaza sokmak; USER: ağaç, ağacı, ağacında, tree, ağacın

GT GD C H L M O
uipath

GT GD C H L M O
understanding /ˌəndərˈstand/ = NOUN: anlama, anlayış, kavrama, kavrayış, anlaşma, uzlaşma, zekâ, uyuşma, şart, hissetme; ADJECTIVE: anlayışlı, akıllı, halden anlar, halden anlayan, zeki, kafalı; USER: anlayış, anlayışı, anlaşılması, anlama, anlamak

GT GD C H L M O
unit /ˈjuː.nɪt/ = NOUN: birim, ünite, birlik, öğe, bütünlük; USER: birim, birimi, ünitesi, ünite, biriminin

GT GD C H L M O
used /juːst/ = ADJECTIVE: kullanılmış, eski; USER: kullanılmış, kullanılan, kullanılır, kullanılabilir, kullanılmaktadır, kullanılmaktadır

GT GD C H L M O
using /juːz/ = NOUN: kullanma; USER: kullanma, kullanarak, kullanılarak, ile, kullanan, kullanan

GT GD C H L M O
utilities /juːˈtɪl.ɪ.ti/ = NOUN: kamu hizmetleri, kamu kuruluşları, elektrik, su, havagazı hizmetleri; USER: kamu hizmetleri, yardımcı programları, yarar, araçlar, araçlardan

GT GD C H L M O
validating /ˈvæl.ɪ.deɪt/ = VERB: onaylamak, yasallaştırmak, geçerli yapmak; USER: doğrulama, doğrulayarak, doğrulamak, doğrulanması, doğrulanırken

GT GD C H L M O
value /ˈvæl.juː/ = NOUN: değer, önem, kıymet, ton, gerçek anlam; VERB: değer vermek, değer biçmek, değerini bilmek, paha biçmek, keşide etmek, önem vermek; USER: değer, değeri, değerini, value, değerinin

GT GD C H L M O
vendor /ˈven.dər/ = NOUN: satıcı, satış makinesi; USER: satıcı, satıcınıza, satıcısına, satıcının, satıcısı

GT GD C H L M O
was /wɒz/ = USER: oldu, olduğunu, idi, was, olduğu, olduğu

GT GD C H L M O
which /wɪtʃ/ = ADJECTIVE: hangi; PRONOUN: hangi, hangisi, ki, hangisini; USER: hangi, olan, olduğu, ki, bu, bu

GT GD C H L M O
working /ˈwɜː.kɪŋ/ = NOUN: çalışma, iş, işleme, işletme, çaba, üretme, halletme, mayalanma, kazı; ADJECTIVE: çalışma, çalışan, iş, işleyen, yeterli, temel; USER: çalışma, çalışan, çalışıyor, iş, çalışmaya

GT GD C H L M O
years /jɪər/ = NOUN: yıl, sene, yaş; USER: yıl, yaşında, yıllarda, yaş, yıldır, yıldır

GT GD C H L M O
young /jʌŋ/ = ADJECTIVE: genç, küçük, yeni, acemi; NOUN: küçük, yavru; USER: genç, Küçük, genç bir, konuklar genç, konuklar genç

274 words